Kaygı, yaşamın doğal bir parçasıdır. Ancak bazen bu duygu günlük yaşamın merkezine yerleşerek kişinin düşüncelerini, ilişkilerini ve işlevselliğini etkileyebilir. Yetişkinlerde kaygı, genellikle stresli yaşam olayları, iş baskısı, aile sorumlulukları ya da geçmişten gelen deneyimlerin tetiklediği bir süreçtir. Bu nedenle kaygıyı anlamak ve sağlıklı baş etme yolları geliştirmek ruhsal dengeyi korumada çok önemli bir yer tutar.
Ben Psikolog Ayşenur Kaya, Esenler’de uzun yıllardır danışanlarımla bu konuda çalışıyor ve kaygı yaşayan bireylerin iç dünyalarındaki karmaşayı anlamlandırmalarına yardımcı oluyorum. Esenler psikolog olarak gözlemlediğim en önemli durum, kaygının çoğu zaman bastırılmış duyguların ya da geleceğe dair belirsizliklerin bir yansıması olduğudur.
Kaygı yaşayan bir yetişkin çoğunlukla “en kötü senaryo” düşüncelerine kapılır. Örneğin iş yerinde yaşanan küçük bir hatayı “büyük bir başarısızlık” gibi yorumlayabilir. Bu noktada zihnin otomatik olarak olumsuzluklara odaklanması, hem bedensel hem de duygusal belirtileri tetikleyebilir. Kalp çarpıntısı, ellerde titreme, nefes darlığı, huzursuzluk ve uyku sorunları bu belirtilerden bazılarıdır.
Kaygıyla baş etmek için yalnızca “rahatlamaya çalışmak” yeterli değildir. Öncelikle kaygının kökenini anlamak, ardından da düşünce-duygu-davranış döngüsünü fark etmek gerekir. Bilişsel farkındalık, duygusal düzenleme teknikleri, nefes egzersizleri ve bazı yapılandırılmış terapötik yaklaşımlar kaygıyı azaltmada oldukça etkilidir. Bunun yanı sıra kişinin yaşam biçimi de kaygı üzerinde büyük rol oynar. Uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları ve sosyal destek sistemleri ruhsal dengeyi güçlendirir.
Görüşmelerimde sıklıkla vurguladığım önemli bir nokta da, kaygının zayıflık değil, aslında iç dünyadan gelen bir sinyal olduğudur. Bu sinyali anlamlandırmak, kişi için büyük bir içsel dönüşüm fırsatıdır.
🕊️ “Korkularınızla yüzleşmezseniz, onları sonsuza dek taşırsınız.” — Paulo Coelho
Kaygı hissiyle baş etmenin yolları kişiden kişiye değişebilir. Önemli olan bu duyguyu bastırmak yerine onu tanımak ve kendinize bu süreçte nazik davranmaktır. Kaygı yaşamın bir parçasıdır ama hayatın tamamı olmak zorunda değildir.
Kaynakça:
Beck, A. T., & Emery, G. (1985). Anxiety Disorders and Phobias: A Cognitive Perspective. New York: Basic Books.